Ben, bütün dünyadaki sehirlesme ve bu ölçüde önem kazanan teknolojinin bir yan etkisi olarak, ne yazik ki halk müziğinde türkü yakma geleneğinin bitmek üzere oldugunu düsünmekteyim.
Halk müziği otantiktir. Halk müziği üreten insanın da bu bağlamda otantik duygular hissetmesi gerekir. Anadolumuz'un, ovaları, köyleri, dağları, ırmakları; teknolojinin sömürmediği her köşesi bunun için biçilmiş bir kaftan, adeta bir beşikti. Eşyaların metalden çok ahşap olduğu bu mekanlarda, aşk da, keder de, sevinç de, hüzün de şiddetli bir şekilde, türkü yaktıracak kadar hissedilebilirdi.
Haklı bir çaba olan zor koşullardan kurtulma ihtiyacının doğal sonucu şehirleşmedir. Şehirleşen köylere teknoloji girip herşey daha kolaylaştıkça; insanlara, teknolojilerini aldıkları milletler tarafından değerleri kaybettirilip, öncelikleri değiştirilerek duyguları nasırlaştırıldıkça; türküyü yakan, yaktıran özelliklerin kaybolması söz konusu.
Üretmeden, teknolojiyi dışardan alarak çağa ayak uydurmaya çalışan ve ne yazık ki kendini kandırıp, sindirmeden kullanan halkımızın; ürününü aldığı milletler tarafından sömürülmesi sonucunda kültürünün kaybolması görülebilir bir sonuç. Biz her ne kadar sahip çıkmaya çalışsak da bununla ne yazık ki sadece olanları korumuş olabiliyoruz.
Hasan Ekin KURUCUK
Tuesday, April 25, 2006
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment