Ben Darwin'den farklı düşünüyorum.
Tüm evrim teorisi için olmasa da, en azından sınıflandırma kavramı için...
Tüm evrim teorisi için olmasa da, en azından sınıflandırma kavramı için...
Gerçi sınıflandırma kriterlerine baktığınızda, insan diye tanımladığımız canlı türünün de artık farklı türlere ayrılabilir olduğu düşünülebilinir.
Değişen dünyaya adapte olabilmek için farklı adaptasyonlar gösteren "insan sınıfına" ait üst türler oluşmuş olabilir.
Türlerden biri,
Vahşi bir ormana dönüşen dünyada, insanların acı ve mağduriyetlerini kullanarak yaşamını devam ettirenler, yani bu dönüşümü zorlayanlar...
Vahşi bir ormana dönüşen dünyada, insanların acı ve mağduriyetlerini kullanarak yaşamını devam ettirenler, yani bu dönüşümü zorlayanlar...
İkinci bir tür,
Bu vahşi oramanı kabul edip, içlerindeki fırsatçılık ve zorbalık kavramlarını açığa çıkarıp, nefisine teslim olanlar...
Bu vahşi oramanı kabul edip, içlerindeki fırsatçılık ve zorbalık kavramlarını açığa çıkarıp, nefisine teslim olanlar...
Yani dünyanın bu çirkin dönüşümünün sürmesini, kalıcı olmasını sağlayanlar...
Bir de herşeye rağmen insani değerlerine tutunarak, insan kalarak, ormanda yaşamakta zorlananlar, hergün direnç göstererek savaşanlar...
"Demiri demirle dövdüler, biri sıcak biri soğuktu
İnsanı insanla kırdılar, biri aç, biri toktu
Pir Sultan Abdal"
Hangi türün adaptasyonu onu daha kuvvetli yapıyor?
Doğal seçim hangisinden yana olur?
Bilemem...
Doğal seçim hangisinden yana olur?
Bilemem...
Fakat ben insanı, nefsine yenilmeyen, kendi duyguları ve fikirleri olan, taklit etmeyen, değerleri ile yaşayan canlı olarak tanımlıyorum.
Gerisi hangi sıfatta olursa olsun, hayvan.
Gerisi hangi sıfatta olursa olsun, hayvan.
"Ben insanım diyen şöyle ayrılsın,
Gayr-ı insan olan böyle ayrılsın.
Ne olduğu belli olmayanlara,
Söyle bizden söyle, söyle ayrılsın"
Gayr-ı insan olan böyle ayrılsın.
Ne olduğu belli olmayanlara,
Söyle bizden söyle, söyle ayrılsın"
---
İyi bir yönetici iseniz, aslında hizmet eden olduğunuzu farkedersiniz.
Dünyadaki tüm şirketlerdeki yönetim yaklaşımlarında, methodolojilerinde size bunun eğitimini verirler.
Yönettiğiniz takım, departman, ülke, apartman...
Buradaki kişileri anlayıp, onların ihtiyaçlarını karşıladığınız kadar verim alırsınız.
Yönettiğiniz takım, departman, ülke, apartman...
Buradaki kişileri anlayıp, onların ihtiyaçlarını karşıladığınız kadar verim alırsınız.
Bu ciddi bir empati, çokça özveri ve güçlü bir duygusal zeka gerektirir ve oldukça zor bir iştir.
Eğer bu meziyetleriniz yoksa ve hasbelkader veya zorlama ile yönetim kademesine gelmişseniz, insanların dillerinden konuşamayacağınız için "dikte etmeye" "_to dictate" başlarsınız.
Bu sizi dikte eden kişi, yani "diktatör" "_dictator" yapar.
Bu sizi dikte eden kişi, yani "diktatör" "_dictator" yapar.
Fakat benim tanımladığım insan tanımındaki kişilere dikte edemezsiniz.
Onların kendi düşünceleri, yorumları ve iradeleri vardır...
Onların kendi düşünceleri, yorumları ve iradeleri vardır...
İşte tam bu noktada bir soğuk savaş başlar...
İnsanlara dikte edebilmeniz için onları insanlıktan çıkarmalı, korkularını tetiklemeli, adaletsizliği olağanlaştırmalı, vahşet ve canilik karşısındaki tepkilerini köreltmeli, içlerini boşaltmalı, hayatlarına hiçbirşey yokmuş gibi devam etmelerini sağlamalısınız.
Bu onların yaşama koşullarını daha zor hale getirecek, fırsatçılık içgüdülerini tetikleyecek ve düşmemek için ileriye bakmadan, sadece önlerine bakarak yürümelerini sağlayarak "gelecek" kavramlarını yok edecektir.
Eğer hayvanlara işkence, çocuklara tecavüz etmeye, doğayı katledip, gazetecileri dövmeye, sağlıklı düşünenleri tecrit veya hapis etmeye başlarlar ise, TOPLUMSAL KURUMSAL NEGATİF ÖĞRENME gerçekleşmiş, sorgulamadan her dediğinizi yapan bir kitle elde edilmiş demektir.
---
Fakat işler öteki türlü de gelişebilir.
Eğer insanlar, onları insan yapan asıl özelliklerini, yapılan herşeye rağmen bir tarafa bırakmamayı tercih ederlerse, bu strateji hiç beklenmeyen ve tamamiyle farklı bir netice verebilir...
Bu insan kalmayı tercih edenler eğer yılgınlık gösterip hiçbir aktivasyon gerçekleştirmeden sadece kendi hayatları içinde ve tek tek direnirlerse, sistem onları eninde sonunda tecrit edecek, tükürecek, oyun dışı bırakacaktır.
Fakat eğer bu direniş, ahlaki duruş toplu olursa, işte o zaman uygulanmaya çalışılan yukarıdaki yeteneksiz liderin basit stratejisi çökecektir.
"Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın,
Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır,
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.
Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin.
Mustafa Kemal ATATÜRK"
Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır,
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.
Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin.
Mustafa Kemal ATATÜRK"
No comments:
Post a Comment